Croc ve Falconx çalışma odasının içinde birbirlerine bakmaktadırlar. Croc küçümseyici bir sırıtışla ''Canımı bağışlaman için yalvaracağım öyle mi? Ben kimseye yalvarmam.'' der. Falconx ''Göreceğiz.'' diyerek kılıcını çektikten sonra Croc kung fu duruşuna geçer. Falconx bunu görünce ''Tam bir Bepo gibisin.'' der gülerek. Croc kararlı bir bakışla ''Bepo'yu ve beni küçümseme!'' dedikten sonra Falconx'in üstüne doğru zıplar. Arka arkaya tekmeler savurmaya başlar fakat Falconx tekmelerden sıyrılmaktadır.
Croc geri çekildikten sonra hemen tekrardan ona doğru atlayıp tekmeler atmaya devam eder. Siniri bozulmuş bir şekilde ''Nasıl tüm tekmelerimden sıyrılabiliyorsun?'' diye sorar. Falconx gülümseyerek ''Gözlem hakim sayesinde.'' der ve aniden kılıcını savurarak Croc'un bacağında bir kesik açar. Croc acıyla dişlerini sıkıp geriye doğru taklalar atarak ondan uzaklaşır. Kanayan bacağını tutarken kaşlarını çatarak Falconx'e bakar. ''Hareketlerimi önceden görüyor olmalısın.'' diyerek hayıflanır.
Falconx soğuk bir ifadeyle ''Aynen öyle. Kazanma şansın yok, pes et.'' der. Croc yumruğunu sıkarak sert bir bakışla karşılık verir. ''Beni pes ettirmeye çalışmaktan pes et!' Croc elinde tuttuğu peluş Bepo'ya sıkıca sarılarak yerinden fırlar. ''Kasırga Tekmesi!'' diye bağırarak kendi etrafında döne döne çok hızlı tekmeler savurmaya başlar. Falconx tekmelerden kaçınamayacağını fark ettiğinde kılıcıyla onları karşılamaya çalışır. Döner tekmelerin gücü yüzünden geriye doğru kaymaya başladığını hisseder.
Croc hiç durmaksızın hızlı tekmelerini atmaya devam eder. Falconx kılıcıyla tekmeleri karşılarken Croc'un hızına yetişmeye çalışmaktadır. En sonunda bir tekmeyi bloklayamaz ve tekme hızlı bir şekilde yüzüne çarpar. Falconx tekmenin şiddetiyle geriye doğru fırlayarak çalışma masasının üstüne düşer. Çalışma masasının parçalanmasıyla etrafa kalemler ve kağıtlar dağılır. Croc havada dönmeyi bırakarak yere iner. Falconx ise yüzünü tutarak yavaşça ayağa kalkar.
Burnundan ve ağzından kan geldiğini fark edince eliyle yüzünü siler. Öfkeli bir şekilde Croc'a bakarken ''Öldün sen.'' der. Croc ise ''Yap da görelim.'' diyerek sırıtır. Falconx hızla koşarak Croc'un üzerine doğru gelir. Croc bu hız karşısında son anda tepki vererek kılıç darbesinden kurtulur fakat kılıç elinde tuttuğu peluş Bepo oyuncağını keser. Croc bunu görünce ''Hayır!'' diye bağırarak kafası parçalanmış Bepo'ya bakar. Falconx dudak bükerek ''Yazık oldu. Sıradaki sensin.'' der.
Bunun üzerine Croc ''Ne cüretle Bepo'mu parçalarsın.'' diyerek kaşlarını hiddetli bir şekilde çatar. Ardından belinde taşıdığı su şişesini çıkarıp su içmeye başlar. Falconx gördüğü şey karşısında kafası karışmış bir şekilde ''Ne yaptığını sanıyorsun?'' diye sorar. Croc ise cevap vermeden birden ağzındaki suyu yuvarlak damlalar şeklinde hızlıca fırlatmaya başlar. Falconx gözlem hakisi sayesinde su damlalarından sıyrılır. Su damlaları arkasında ki pencereleri parçalayarak ilerler.
Falconx pencereye baktıktan sonra ''Anlaşılan Law lobisinin suyla arası iyi. Tıpkı gerçek Law tayfası gibi.'' der. Croc bir diğer şişeden daha su içtikten sonra süratle suları fırlatmaya devam eder. Falconx gelen su damlalarını kılıcıyla keserek karşılar. Croc bunun bir işe yaramadığını anladıktan sonra havaya zıplar. ''Kung Fu Darbesi!'' diye bağırarak bir tekme savurur, Falconx kenara çekilerek tekmeyi savuşturduktan sonra hızla kılıcını sallayarak ''Şeytani Kesiş!'' der.
Croc göğsünden kesilerek acı içinde geriye doğru adımlar atar. Nefes nefese, kanayan göğsünü tutarken yaralı olan bacağı da titremektedir. Falconx ''Hiç iyi durumda gözükmüyorsun.'' diyerek üstten bakan bir tavırla tebessüm eder. Croc asabi gözlerle bakarken ''İşimin bittiğini sanıyorsan yanılıyorsun.'' der. O esnada Falconx ''Şimdi bitecek ama.'' diyerek ikinci kılıcını da çeker. İki kılıcına da silahlanma hakisi basar, kılıçlar kararır. Croc içinden ''Bunu kullanmaktan başka çarem kalmadı.'' diye düşünür.
Elini cebine götürür ve ufak bir topu ağzına atar. Falconx yavaşça ona doğru yürürken gülerek ''Yine ne atacaksın ağzından?'' diye sorar. O sırada Croc'un vücudunun değişmeye başladığını fark eder. Croc'un cüssesi büyür ve üzerinde beyaz renkli kürkler çıkar. Yüzü de bir ayının şeklini alır. Falconx şaşkınlıkla ''Yoksa bu.. Sulong formu mu?'' der. Croc hissettiği tüm öfke ve hırçınlıkla yüksek sesle kükrer. Falconx gözlerine inanamaz bir halde ''Bu resmen bir canavar.'' diyerek yutkunur. Croc vahşi ve kalın bir sesle cevap verir. ''Arkadaşlarım için gerekirse canavar olurum.''
Murray ve Dracule Mihawk merdivenlerin önünde karşı karşıyadırlar. Birbirlerine bakarak beklemektedirler. Murray Dracule Mihawk'a saldırma konusunda tereddütlüdür. İçinden ''Beni şu an baş aşağı döndüremediğine göre ondan belli bir mesafe uzaklaştıktan sonra gücünü kullanamıyor.'' diye düşünür. Dracule Mihawk ise bu bekleyişten sıkılmış bir halde ''Tüm gün orada mı dikileceksin?'' diye sorar. Murray'de karşılık olarak ''Peki sen neden bekliyorsun? Yoksa korktun mu?'' der.
Dracule Mihawk ''Senden mi korkacağım? Güldürme beni.'' diyerek alaycı bir tavırla sırıtır. Murray umursamaz bir ses tonuyla ''Öyle gibi görünüyor.'' diyerek onu kışkırtmaya çalışır. Dracule Mihawk kaşlarını çatar ve ''Madem saldırmaya niyetli değilsin, o zaman işini kolaylaştırayım.'' dedikten sonra ''Şahin Pençesi!'' diyerek kılıcını sallayıp Murray'nin üzerine doğru atılır. Murray ise o sırada ''Diş Travması!'' der ve kılıcından uzak menzilli kırmızı renkli bir saldırı gönderir.
Dracule Mihawk saldırıyı savuşturacak vakit bulamaz, saldırı kendisine isabet ettikten sonra aniden büyük bir diş sancısı hissederek yere kapaklanır. ''D-dişlerim.'' diyerek yerde kıvranırken Murray ona doğru yaklaşmaktadır. Keyifle gülümseyerek ''Acıtıyor değil mi? Zamanında dişlerimden çok çekmiştim.'' der. Murray Dracule Mihawk'ın yanına vardıktan sonra kılıcını havaya kaldırarak ona saplamaya hazırlanır. ''Buraya kadardı.'' demesinin ardından tam kılıcını saplayacakken Dracule Mihawk zorlukla konuşarak kötü espriler yapmaya başlar.
''Gear 5 diğer adıyla Gebeş!'' tarzı espriler söyleyerek Murray'nin başını ağrıtmaya başlar. Baş ağrısı gittikçe artan Murray tek eliyle başını tutarak ''Ne yapıyorsun lan? Kes şunu!'' diye bağırır. Dracule Mihawk'ın hissettiği diş ağrısı geçmiştir, kendi esprilerine keyifle gülerken konuşur. ''Kötü espri gücüm sayesinde espriler yaptıkça sana bitmek bilmeyen ağrılar yaşatabilirim.'' Murray duyduğu esprilerin kötülüğü karşısında can çekişirken Dracule Mihawk onun bu halini zevkle izleyerek ''Gerçek acı nasıl bir şeymiş anladın mı?'' der ve elini havaya kaldırır.
Murray onun hangi gücünü kullanacağını anladıktan sonra uzaklaşmaya çalışır fakat zamanında yetişemez. Dracule Mihawk ''Baş Aşağı Çevirme!'' diyerek Murray'nin tekrar baş aşağı döndürerek yere düşmesini sağlar. Murray kılıcını elinden düşürmüştür. Dracule Mihawk kötü esprilerine devam ederken yavaşça ayağa kalkar. Ardından Murray'nin kılıcını tekmeleyerek uzağa fırlatır. Murray'e doğru dönüp ''Söylediğim her şeyi dinlememeliydin.'' diyerek sinsice sırıtır.
Murray yerde acı içinde, başını tutmuş halde kıpraşırken ''Durdur şunu yoksa seni..'' der zorlukla. Murray bunu duyunca ''Yoksa beni ne? Öldürür müsün?'' diyerek güler. Dracule Mihawk sırtında asılı halde olan diğer kılıcını çekerken konuşur. ''Senin işini en güçlü kılıcım olan Yoru ile bitireceğim. Sevinsen iyi edersin.'' O anda Murray'nin aklına cebinde taşıdığı neşter gelir. Beklenmedik bir anda neşteri cebinden çıkartıp Dracule Mihawk'ın bacağına saplar.
Dracule Mihawk acıyla bağırarak bacağını tutar. Murray baş ağrısının yavaş yavaş azaldığını fark ettikten sonra bu anı fırsat bilerek ayağa kalkmaya çalışır. Dizleri titreye titreye, düşe kalka kılıcına doğru ilerlerken Dracule Mihawk bacağına saplanmış olan neşteri çıkartıp yere atar. Öfkeli bir suratla ''Ulan seni..'' diye mırıldanır. Ardından Murray'nin güçlükle ilerleyişini gördükten sonra tebessüm ederek ''Çaresizliğine bir son verme vakti geldi.'' der. Kara kılıcı Yoru'yu sıkıca kavrayıp ''Ölüm Şahini!'' diyerek Murray'e doğru hızlıca atılır.
Murray arkasını ona döndüğünde bir anlığına Dracule Mihawk'ın sapsarı parlayan gözlerini ve buz gibi soğuk bakışını görür. Murray daha saldırıya tepki veremeden Dracule Mihawk güçlü bir şekilde onu keser. Murray bedeninden boydan boya kan akarken, titreye titreye derin nefesler alır. ''Hayır.. burada ölemem, bana güvendiler.. icabına bakmam lazımdı..'' diye düşünür. Ardından ağzından da kan gelmesinin üstüne göz kapakları usulca kapanmaya başlar, bilincini kaybederek yere yığılır. Dracule Mihawk bu manzara karşısında histerik bir kahkaha attıktan sonra kendi kendine konuşur. ''Çok güçlüyüm oğlum deli olacam.''