LoveCook
★
- Katılım
- 9 Temmuz 2025
- Mesajlar
- 30
- Tepkime puanı
- 52
- Puanları
- 18
Sen mi yaptın ?Osimhen işi
Sen mi yaptın ?Osimhen işi
Şimdi gördüm ve çok güldüm
Bartra ağaoğlu döneminde gelmedi la. O borcun kapanma ihtimali yok zaten. Millet ana avrat sövüyor sermaye artırımı muhabbetine.
Trabzonspor ne zaman "paralı" bir başkanla çalışsa batmıştır. Bunun istisnası yok. Bunun da çok geçerli bir sebebi var. Bugün üç İstanbul takımının toplam taraftar sayısı ülkenin yüzde 85 ine denk gelir. Kombine, stad gelirleri değil sadece her yerden forma vs alıp gelir sağlıyorlar. Marka değeri de var pek çok zenginin desteğini alabiliyor. Beşiktaş zor dönemler geçirmesine rağmen bir şekilde başkan adayı çıkarıyor mesela. Gs kötü başkanı altı ayda kovabiliyor yetmiyor 2 sene üst üste şampiyon olmuş başkanın devre arasında defolup gitmesini istiyorlardı. Fenerde başkanlar hep zaten çok güçlü. Ali koç bugün gitse on tane aday bulurlar. Biz öyle değiliz. Bu gerçeği kabul edip hareket etmemiz, her sene az maliyetle Avrupa ya gitmemiz, oyuncu satmamız ve Istanbul takımları kötü gittiği dönemde şampiyonluk fırsatı için hazır olmamız gerekiyor. Bu dediğim bizim için en anlaşılması gereken konudur. Şampiyonluk büyük oranda iyi kadroyla bu da büyük oranda parayla ilgili bir mevzu. Eğer istanbul takımları ile parasal bir yarışa girersen sonun böyle olur. Bugün Bayern ile dortmund finansal bir yarışa nasıl giremezse bizim de durumumuz aynısı. Bu gerçeği kabul etmeyecek adam da gitsin başka takım tutsun.
Trabzonspor'un başkanı olacak zat futboldan anlamıyor anlamadığı gibi birine de sormuyor. Yönetici kadrosu çaycılardan ibaret. Canı istediği zaman gidip sermaye artırıp hisselerle oynayıp milletin rızkına çöküyor. Abuk subuk adamlara tonla maaş verip hiçbirini gönderemeden hepsiyle fesih yapıyor. Uğurcan mevzusunda bile büyük çuvalları. Araya giren kişiler sebebiyle fenerbahçeye gitmedi ama şöyle bir durum var ki ikisi de topu birbirine attı. Trabzonspor'un başkanı olan adam sorumluluğu ben alıyorum trabzonsporun geleceği için bunu yapıyorum der. Topu oyuncunun üzerine bırakmaz. Kaldı ki elinde uğurcan gibi bir oyuncu varken bunu yurt dışına satamamak ayrı bir kerizlik. Kabul etmek gerekir ki İstanbul takımlarından birini şampiyon yapsaydı uğurcan acaba kaç para isterlerdi bir düşünmek lazım.
Biz paralı başkan istemiyoruz. Biz bir duruşu olan ve trabzonspor gerçeklerinin farkında olan birini istiyoruz. Trabzonspor un başkanı ikide bir her uzatılan mikrofona koşup, stad içinde ve sosyal medyada kendine parayla adam toplayamaz. Vasatlık diyorlar vasatlığın zirvesi Tam olarak bu zaten. Yazdıkça yazasım geliyor kardeş yoruldum bırakıyorum.
Trabzonspor başkanları genel olarak kibirlerine yenik düşüyorlar. Sizin oranın havasından ve genel olarak iyi yetişmiş akademisinden olsa gerek çok yetenekli topçular çıkıyor ama işin satış kısmında çuvallıyorlar. Abdülkadir mesela 26 milyon bonservise gidecekti. Kibir yaptı başkan göndermedi. Uğurcan için de Avrupa'dan bu bantta olmasa da yüksek teklifleri reddettiklerini duydum. Bu genel olarak Türk başkanlarının hatası ama Trabzon'da bir de üç büyüğe göndermeyeceğim takıntısı yüzünden çok şey kaybediyorlar. Biraz bunun kırılması ve çapının bilinmesi gerekiyor.
Çaptan kastım yanlış anlaşılmasın, ekonomik çap. Şu an mesela bizim ekonomik çapımız da göre diğer iki büyüğe göre düşük.
Diğer gelirler konusundaysa haklısın, üç İstanbul takımının taraftar kaynaklı ekonomik girdisi çok yüksek. Üç takım da ürün satışı konusunda Avrupa'nın en çok gelir elde eden 20-30 kulübü arasında kalıyor. Makas sponsorluk ve yayın geliri-başarı bonusunda açılıyor.
Trabzon şehri yetenekli oyunculara ev sahipliği yapıyor ama Trabzon altyapısında yetişmiş on tane üst düzey oyuncu sayamaz kimse. Bunun sebebi bir yetiştirme ekolümüzün olmaması. Bu sadece bizimle ilgili değil ama bizim ekonomik olarak imkanı az olan kulüplerin özellikle yönelmesi gereken bir alan bu. Bugün herkes barca örneğini verir ama adamların temelde yaptığı şey sabit bir oyun planı tutturup altyapıdan itibaren aynı sistemle oynamalarıdır. Böyle olunca hem transferde ne yapmak istediğini biliyor olursun hem de altyapıdan gelen oyuncu ne oynayacağını bilerek yetişiyor. Biz her sene başka hocayla başka bir şeyler deneyip birinin beğendiğini birinin beğenmediği fesih üstüne fesih yaptığımız traanfeler yapıyoruz. Bu şekilde başarı ancak mucizelerle gerçekleşir.
Uğurcan gibi bir oyuncuyu malum senin kaptanın ki kaptanlıkla herhangi bir ilgisi olmasa da sembolik olarak öyle- göndermeme isteğini anlayabilirim. Fakat bu kaçarak değil sorumluluk alarak olur. Adam gibi çıkarsın ben satıyorum dersin. İkisi El altından bu işi götürdüler iş en son patlayınca paylaşımlar gelmeye başladı. Eğer uğurcan bu sene kötü performans sergilerse göndermezseniz böyle olur denecek. İyi olursa da demek ki yeterince para verirsek trabzonspordan istediğimizi alabiliyoruz diyecek futbolcular. Işte kötü yönetim budur. Sen en iyi oyuncuna Lundstram kadar bile para vermezsen o da böyle yapar. Bunun önünü sen kapatacaksın. Kısacası yöneticilik çap işidir billur işidir. Öyle işler boka sarınca bütün kurmaylarınla ortadan kaybolup medyadaki yalamalara haber yaptırırsan kimse seni ciddiye almaz ki almıyor da zaten. Bu kurumlar ciddi kurumlar. Başkan dediğinin bir ciddiyeti, sözünün bir ağırlığı olur. Bizimki tam yeni Türkiye siyasetçisi modeli. Abdullah da böyleydi. Tam tencere kapaktılar. Birinden kurtulduk diğeri ise hala belamız olmaya devam ediyor.
Trabzonun yetiştirme geleneği vardı. Yanlış yönetildi-yönetilmeye devam ediyor. Türkiye'deki bütün akademilerde aynı problem var. Birilerinin çocukları vakit eylesin, aktivite yapsın, ortamlarda xsporun altyapısındayım yakında prof sözleşme imzalayacağım diye prim yapsın diye kullanılıyor. Her şehrin akademisi aynı maalesef.
Düzgün bir yetiştirme sistemine sahip nadir takımlardan birisi Beşiktaş'tı son dönemde. Gelen bütün hocaların oyun sistemi aşağı yukarı birbirinin aynısıydı. Samet Aybaba da aynı oyunu oynatıyordu Şenol Güneş de Sergen de. Valerien'i getirerek içine ettiler sistemin. Kim getirdi ANÇ. Nereli? Trabzonlu...
Türk Milli Takımında da aynı problem var, diğer takımlarımızda da. u21le u19 mili takımları alakasız oyunlar oynatıyor. Tamamen teknik direktör bozuntularının deneysel çalışma sahası.
TS yerinde olsam hiç transfer yapmam, büyükler para harcayıp dursun, alt yapı vs yapılanmalara ağırlık veririm daha iyi
Sana helal olsun tam bir öz evlatsın. Yeterince keriz olanlar için bu hayat ne kadar da güzel.
TS yerinde olsam hiç transfer yapmam, büyükler para harcayıp dursun, alt yapı vs yapılanmalara ağırlık veririm daha iyi